bazen her şey bizim elimizde sanıyoruz. şu fani halimizle, mücadele edebiliriz sanıyoruz. şifa olabiliriz, inanç olabiliriz, direnç olabiliriz, motive edebiliriz.
bir şeyler yapabiliyoruz ya işte,bir şeyleri kendimizce , aklımızca. hep de öyle olur sanıyoruz ya; ilahi kudreti hiçe saya saya. egoist, bencil insan tozunun hayal dünyası işte. ama hiç. bu hayal dünyasının insanı kırmaktan başka bir işe yaradığı yok. bir gereği de yok. çünkü biz ne kadar çabalarsak çabalayalım, çabalamaktan öteye geçemiyoruz ya, işte öyle.ne çok işte...
17 Şubat 2017 Cuma
6 Şubat 2017 Pazartesi
ve de öyledir
ben neyim? kimim ben? içimde dolaşıp duran onlarca sesten hangisiyim? yerim neresi - ya da daha radikal sorayım, yerim var mı?
"benim hayatımın amacı ne ve onunla ne halt edeceğim" diye günlüğünü kazıyan slyvia'dan beni ayıran nokta ne?
çok güzel bir yerdeyim, gecenin bir yirmisindeyim.
ooof.!
yine ve yine,
bak yine tam da şu anda uyumamı engelleyen iç huzursuzluğumu öteliyorum.
peki diyorum, iyi diyorum, içimden bana ne diyorum, kurduğum beylik cevap cümlelerinin hiçbirine ben bile inanmıyorum.
vapur zincire dolandı sıkıştı, ben kendime. zinciri kıracak güçte bir alet illaki var. beni kendimden kurtaracak artçı şokların tesiri çoktan geçti. eski bir medeniyetin unutulmuş tarihine benziyor damarlarımla ruhum arasındaki ilişki. bir ahitte adım geçmiş de, taşımı yontup serpmişler beni toprağa.. üstüme yeni şehirler dikilmiş.
muassır medeniyetler seviyesinde
boğuluyorum.
ne var ki, direndiğim her şey üzerime yığılıyor. ayağımı bastığım su boyumu da aşsa yüzmeyi öğrenmek zorundayım. ve yine de bana ne diyorum. kendimi inadımdan vuruyorum. çünkü biliyorum, balıklar yüzer geçer dalganın içinden, ben boğulurum. balık değilim ki ben. en çok da yapmak istediğim şeyler için kendi yolumu tıkarım. bak mesela, solungaç çıkaracak gücüm var, ben ise sudan çıktım havluya koşuyorum.
"benim hayatımın amacı ne ve onunla ne halt edeceğim" diye günlüğünü kazıyan slyvia'dan beni ayıran nokta ne?
çok güzel bir yerdeyim, gecenin bir yirmisindeyim.
ooof.!
yine ve yine,
bak yine tam da şu anda uyumamı engelleyen iç huzursuzluğumu öteliyorum.
peki diyorum, iyi diyorum, içimden bana ne diyorum, kurduğum beylik cevap cümlelerinin hiçbirine ben bile inanmıyorum.
vapur zincire dolandı sıkıştı, ben kendime. zinciri kıracak güçte bir alet illaki var. beni kendimden kurtaracak artçı şokların tesiri çoktan geçti. eski bir medeniyetin unutulmuş tarihine benziyor damarlarımla ruhum arasındaki ilişki. bir ahitte adım geçmiş de, taşımı yontup serpmişler beni toprağa.. üstüme yeni şehirler dikilmiş.
muassır medeniyetler seviyesinde
boğuluyorum.
ne var ki, direndiğim her şey üzerime yığılıyor. ayağımı bastığım su boyumu da aşsa yüzmeyi öğrenmek zorundayım. ve yine de bana ne diyorum. kendimi inadımdan vuruyorum. çünkü biliyorum, balıklar yüzer geçer dalganın içinden, ben boğulurum. balık değilim ki ben. en çok da yapmak istediğim şeyler için kendi yolumu tıkarım. bak mesela, solungaç çıkaracak gücüm var, ben ise sudan çıktım havluya koşuyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)